Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Öğrenciler iftar programına öğrencilerin anıları renk kattı. Öğrenciler kendilerine has Türkçeleriyle hem kendilerini tanıttılar hem de Türkiye’de yaşadıkları ilginç anıları dile getirdiler.

Kendisini ve arkadaşlarını İlim aşığı olarak niteleyen Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğrencisi Ganalı Abdulwahab Bakar, kendisini tanıttı. Başarılı ve bir o kadar da ilginç Türkçesiyle dikkatleri üzerine toplayan bir konuşma yapan Bakar, kendisini tanıtırken Türkçe’ye olan hakimiyetini de kanıtladı. “Aslen Ganalı, şahsen Kayseriliyim” diyerek söze başlayan Bakar, Kayseri’nin neresinden? Şeklinde gelecek sorulara da “Kayseri’nin içinden” diyerek yanıt verdi. Bakar’ın yaptığı espirili ve dikkat çekici konuşma salondakileri güldürdü.

Bakar’ın Türkiye ve Türk milleti için bir de duası oldu. Kürsüde elini semaya açarak dua eden Bakar “Allah bu memlekete ve bu millete hep iyilikler bahşetsin. Allah razı olsun” dedi.

Filistinli Bilal’in Karadenizli müdürle imtihanı

Filistinli öğrenci Bilal Salameh Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın uluslararası öğrenciler için düzenlediği iftar programında yaptığı konuşmayla herkesi güldürdü. Türkiye’de eğitim almak için geldiğinde Samsun’a Türkçe öğrenmeye gönderilen Bilal, o günlerde Türk insanının konuşmasına kulak vererek Türkçe’nin zor bir dil olduğunu ve öğrenemeyeceğini düşünmüş.

Bugün artık kürsüye çıkıp kendisini dinleyenlere Türkçe konuşma yapabilecek kadar Türkçe’ye hakim olan Bilal, davetlilerle bir anısını da paylaştı. Bilal’in anısı Türkiye’ye gelişinin ikinci haftasına dayanıyor. Samsun’da kaldığı yurdun müdürüyle yaşadığı diyalog Bilal’ın hafızasında unutamayacağı şekilde yer edinmiş. Bilal o unutamadığı anısını şöyle anlatıyor:

Samsun’da devlet yurdunda kalıyordum. Yurdun müdürü Karadenizli yaşlı bir amcaydı. Yurda yerleştikten iki hafta sonra beni çağırdı. Yurdun müdürü Türkiye’ye benim gibi yeni gelen bir öğrenciyle anlaşamıyordu. Müdür benden o öğrenciye yardımcı olmamı istedi. Ben de öğrencinin yanına gittim.

Yahu öğrenci Tayland’dan gelmiş. O anlamadı beni, ben anlatamadım. Anlaşamadık. Tekrar müdürün yanına gittim. Dedim ki; Hocam o Tayland’dan gelmiş, Arapça da İngilizce de bilmiyor. Bende Taylandca bilmiyorum.

Bana şöyle bir baktıktan sonra dedi ki; Ulan sen yabancı değil misin?

‘Evet’ dedim. “O da yabancı. E haydi konuşun anlaşın o zaman” dedi.