Mutlu son...
Madalya bizim hakkımızdı, 8 Şubat 1921 de Gazilik ünvanıyla şereflendirilen Şehrimiz ve halkımız 87 yıldır bu mutluluğu da yaşamak istemekteydi çünkü madalyasız Gazi omazdı, ilimiz de yayınlanan Telgıraf gazetesinin 14 ay önce başlattığı madalyamızı istiyoruz kampanyasının halkımız ve sivil toplum örgütlerinin ve yerel basının da desteğini arkasına alarak bu güne getirilmiştir, buradan emeği geçenlere teşekür ederek Telgraf gazetesi yetkililerine ve çalışanlarına başarılar dilerim. Bu madalya yokluklar içinde kıvranırken, aziz canlarını ortaya koyarak bağımsızlık ateşini yakan şehitlerimizin ve gazilerin hatırına bir anlamda TBMM"nin armağanıdır.
Bu vesile ile onları bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz." "Yıllar önce Şahin Bey, Karayılan, Fedai Mehmet, Özdemir bey, Şehit Kamil, Aslan Bey gibi ve de adı unutulan kahramanların bize yaşattığı o büyük direniş destanı bir ulusun kurtuluşunun da ilham kaynağı olmuştur. Tam 15 ay bu şehrin sokaklarında bir ulusun kahraman evlatları canlarını vererek direndiler, 6317 Şehit vererek binlerce yaralı bir o kadar yüreği yanık annne dul kalan eş ve öksüz yetim kalan çocukları ile acıyı tam anlamıyla yaşamıştır 15 ay açlık, yokluk ve başlarına 70 bin obiss topu mermisi yağdı, bu kahraman insanların direnişini bir an bile kıramadı. Bu kahramanlar hiçbir yerden yardım görmedi ve açlıkla yoklukla mücadele verirken. Sadece onlara inançları ve vatan sevgisi yardım etti, kendi barut'unu kendi imal ettiği gibi kendi silahınıda kandi yaptı düşmanın patlamayan mermilerini ve de boş kovanlarını toplayarak kendi silahlarına uydurup düşmana direnerek kendi göbeğini kendi kesti, Aslında bu geç kalmış bir vefa borcudur. 7 Şubat 2008 tarihinde çıkarılan 5734 sayılı kanunla geçmişte gösterdiği kahramanlıkla Gazi ilimize İstiklal Madalyası'nı vermeyi kararlaştırmıştır. Şimdi de Yüce Meclis, bu kahramanlara vefasını İstiklal Madalyası vererek göstermektedir."
Ya diğer istiklal madalyası sahipleri ne olacak.
Bu kahramanlık destanını canları pahasına yazanlar, Gaziliki ünvanını veren Yüce Meclis ve yine 87 yıl sonrada olsa da İstiklal madalyasını veren yine bu meclis tir, bu meclisimize teşekürü borç biliriz ve de teşekür ederiz, peki istiklal madalyası sahipleri nin evlat ve torunları yani istiklal madalyası varisleri bu Gazi ilimiz de hiç bir sayğınlık görmemektedir buna ne demeli ? Başta Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele nin meşalesini yaktığı Kuva'i Milliye bu gün ilimiz de Gazilerimizin kurmuş olduğu bir kurumdur Dernek olarak faliyetini gösteren bu kurum unutulmaya ve de yok edilmeye yüz tutmaya terkedilmiştir, üyelerinin çoğunda da istiklal madalyası var dır 85 yıldır milli günlere ve de kurtuluş günlerine davet edilen ve de protokolda yer alan derneğimize ne oldu da unutulmaya terk edildi son 2 yıldır Milli günlerimizde ve kurtuluş günümüz de törenlere davet edilmediği gibi geçen 2007 yılında 19 mayıs etkinliklerine katılan üyelerimiz ve derneğimiz, geçit törenine girdi diye dernekler bürosu ve Valilik tarafın dan mahkemeye verildi, bu uygulama giğer illerdeki Kuva'i Milliye derneklerine uygulanmamaktadır ve diğer iller deki dernekler faliyetlere katıldığı gibi protokolda yerlerini de almaktadır, bizler GAZİ değiliz bizler sadece babalarımızın ve dedelerimizin kurduğu derneği yaşatmak isterken onların istiklal madalyalarını gururla törenler de yine onlara ait olan o günlerin milli kıyafetlerini ve tarihi silahlarını kuşanarak taşıyarak yaşatmak isterken halkımıza da bir mesaj verirken milli duygularının kabarmasını sağlıyorduk fakat artı bunu da yaptırmıyorlar kaldıki bu derneğe devletten ve yerel idareden de hiç bir maddi yardım gelmemektedir o cefakar insanların canları pahasına kurtardığu bu Gazi Şehire sığmaz, törenlerede katılamaz olduk,
"BİZ NE TERÖRİST NE DE EŞKİYAYIZ" Antep kalesi üstünde bir bayrak dalğalanır alı kanım daki al Akkı anlımdaki ak , bu dağlar bizim dağlarımız, karımız, kızımız, kısrağımız, burada erkekçe döğüşür, diyenlerin ve de erkekçe döğüşenlerin öz torunlarıyız, 15 ay Fransıza karcı kefeni köynek eden kefen boynunda düşmana kurşun sıkan ve acı zerdali çekirdeğini ekmek yerine yiyen ve teslim olmadan savaşan bu kahramanlar anısına 8 şubat 1921 de Gazilik ve 06-Haziran-2008 günü istiklal madalyası da onlara minnet borcu olarak verildi biz de o atanın evletlerı değilmiyiz, bu ülkenin bölünmez bütünlügü ve doğusuyla batısıyla kuzey ve güneyiyle kardeşiz deyip hep birden el ele tutup dış güçlere ve iç iş birlikçilere karşı hep dik durma çabasında olduğu gibi geleceğimizin çocuklarına mutlu bir Türkiye bırakma çabasındayız. Mehmet Akif ERSOY'un dediği gibi, Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksam şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Deyip ve bu gururla yaşayanlarız, hiç bir yolsuzluk ve de kanuna aykırı davranışlar da bulunmayan bu kurum ve üyelerimiz sadece milli duygularla yaşatılmak istenmektedir.
Şunu da eklemek isterim bazı büyük şehirlerde ki kişi ve kişiler Kuva'i Milliye ismini kötüye kullanmak istediler onlar bizden değil ve hiç birini tanımıyoruz Savcılarımız da bunlar haklarında gerekli çalışmaları yapmaktadır.
Bu gelişmeleri kamoyunun bilgilerine sunar yetkilileri de bu konuyu da tekrar gözden geçirmelerini talep ederiz, gazi halkımızın da istiklal madalyasını n hayırlı olmasını diliyerek emeği geçenlere tekrar Teşekür ederiz.
Mehmet ÖZKARAMAN