Belçika'da seçim sonrası bölge parlementoları için yeni koalisyon senaryoları hizla şekillenirken, Brüksel bölgesinde yarın yapılacak olan yemin merasimi öncesi gündem Türk asıllı politikacı Mahinur Özdemir'e odaklandı.

Türkiye'de deyankı bullan başörtülü milletvekili için İkinci Merve Kavakçı vakası yorumları yapıldı.

Belçika basınında ise yemin töreninde kılık kıyafet yönetmenliği şeklinde bir madde bulunmaması nedeniyle Mahinur Özdemir'in başını açma zorunluluğu bulunmuyor. Ancak Belçika'da çeşitli odaklar farklı gerekçeler yaratarak Özdemir üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorlar.

Yemin Töreni Merakla Bekleniyor..

Brüksel Parlamentosu'na seçilen Türk asıllı Mahinur Özdemir'in başörtüsü, yemin töreni öncesi tartışmaları alevlendirdi.

Belçika'da Türk asıllı Mahinur Özdemir'in (26) Avrupa'nın ilk ve tek başörtülü vekil olarak Brüksel parlamentosuna seçilmesiyle başlayan tartışma, yarınki yemin töreni öncesi şiddetlendi.

Brüksel parlamentosundaki 89 koltuktan 24'ünü kazanarak seçimlerden birinci çıkmalarına rağmen Sosyalistler, Yeşiller ve Hristiyan Demokratlar arasındaki yeni hükümet müzakerelerine dahil edilmeyen Valon Liberaller (MR), yarın ki yemin töreni öncesinde parlamentoda başörtüsünü yasaklamak için öneri hazırlığına girişti.

Liberal felsefeyle çelişen açıklamalarıyla tepki çeken MR sözcüleri, yarınki yemin töreninde en genç milletvekili olarak, en yaşlı milletvekiliyle birlikte katip üyelik yapacak olan Özdemir'i engellemek için parlamentonun öncelikle "felsefi ve dini sembollerin yasaklanmasını" görüşmesini önerdi.

Brüksel'deki diğer büyük partilerin aksine yabancı kökenlilere mesafeli duruşuyla dikkat çeken MR, başörtüsü karşıtlığını bir adım ileriye götürerek Belçika federal meclisi için de benzer bir öneri hazırladığını duyurdu.

Brüksel hükümeti için koalisyon pazarlığı yapan Valon Sosyalistler ve Yeşiller ile Özdemir'in partisi Hristiyan Demokratlar ise başörtüsünü yasaklama girişimini "püskürteceklerini" açıkladılar.

89 üyeli Brüksel parlamentosunda 17 koltuk Hollandaca konuşan Flaman partilerine ayrılıyor. Parlamentoda Fransız toplumu partilerinden MR'in 24 koltuğuna karşın 21 koltuğa sahip Sosyalistler, 16 koltuğa sahip Yeşiller ve 11 koltuğu bulunan Hristiyan Demokratlar 48 rakamına ulaşarak çoğunluğu sağlıyor.

Hristiyan Demokrat Partisi (CDH) Başkanı ve Belçika eşit haklardan sorumlu Başbakan Yardımcısı Joelle Milquet, "Temsili demokrasilerde milletvekilleri seçmenlerinin temsilcileridir. Belçika anayasası da dini özgürlükleri güvence altına almaktadır" diyerek, Özdemir'in Schaerbeek belediye meclisinde başörtülü olarak üyelik yaparken sessiz kalanların milletvekili seçilince tepki göstermesini anlamadığını ve bu konuda sorun görmediğini kaydetti.

Yeşiller (ECOLO) Eşbaşkanı Jean-Michel Javaux ise başörtüsü konusunda "sorun yoksa biz yaratmayalım" uyarısında bulunarak, "Biz (dinler arasında) tarafsız bir ülkeyiz, dinsiz değiliz" dedi. Javaux, parlamentoların toplumu tüm yönleriyle yansıtması gerektiğini vurguladı.

Sosyalist Parti (PS) Başkanı Elio Di Rupo da Özdemir'in "tüm dürüstlüğüyle seçim kampanyası yaptığını ve seçildiğini" hatırlatarak, "Partilerde farklı dini inançlar olacaktır. Bunu anlayışla karşılarız. Diğer taraftan, birisi yönetim kademesinde halka hizmet edecekse tarafsız olmalı" dedi.

Bu arada Belçika'nın en genç, ilk ve tek başörtülü milletvekiliyle ilgili tartışmaları manşetten veren Le Soir gazetesi, yasakçı MR'ye sert tepki gösterdi.

Le Soir'ın din ve felsefe konularından sorumlu editörü Ricardo Gutierrez, makalesinde "hiçbir demokratın parlamentoların oy verenlerin çeşitliliğini yansıtması gerektiğine itiraz edemeyeceğini" vurgulayarak, son seçimlerde Brüksel parlamentosunun 89 üyesinden 24'ünün Avrupa kökenli olmayanlardan seçildiğini ve bunlar arasında Avrupalı ilk başörtülü milletvekilinin bulunduğunu hatırlattı.

Belçika'yı Avrupa'nın birçok basın örgütünde temsil eden Gutierrez, "Bugüne kadar federal parlamentolar için 21, bölgesel parlamentolar için 18 yaşını dolduran ve o seçim bölgesinde ikamet eden her Belçika vatandaşı milletvekili olabiliyordu. Ne daha eksik, ne daha fazlası. Yeni kriterler önererek, başörtüsü, türban, haç ya da kippa takanların artık toplumu temsil etmediklerini mi savunacağız? Böyle bir şekilci yaklaşım olgun demokrasilerden daha çok Pyongyang (Kuzey Kore yönetimi) açısından değer taşıyabilir" dedi.