Belçika'da yaşadığım sürece en çok sıkıntı çektiğim konu paylaşmayı bilen dost, arkadaş azlığı oldu.
 
Gurbet elde farklı bölgelerden gelen insanlar, farklı kültür, fikir, gelenek, inanç, beklentiler insanların ortak bir dünya yaratması ve hayatı paylaşmasını zorlaştırıyor.
 
Sayıları az da olsa yabancı bir ülkede bir çok ortak duygu ve düşünceleri paylaştığımız dostlarımız var. Zaman süreci içersinde dostlarına yönelik sadakat, saygı, sevgi ve samimi duygularla yaklaşan, insana değer veren, saygın kişilikleri olan, değerli dostlar da edindik.
 
Dostluğu tarif etmek üzere kalemine sarılan yazar Salih Özalaşan durumu şöyle tarif ediyor..
 
"Yüzyüze dostluklar vardır.
 
Güneşle ayçiçeğinin dostluğu böyle bir dostluktur mesela. Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten...
 
Uzak dostluklar vardır.
 
Denizlerin ortasındaki bir adayla, dağların arasındaki bir göl, birbirlerinin uzak dostlarıdır.
 
Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine...
 
Sessiz dostluklar vardır.
 
Dilsiz bir adamla, duymayan bir başka adamın elleri arasında sessiz bir dostluk oluşur. Her şeyden konuşur, sessizce bu eller."..
 
Dost candan olmalı,
 
Dost sevmeli,
 
Dost paylaşmalı,
 
Dost, saate bakmaksızın kapısını çalabileceği biri olmalı...
 
'Nereden çıktın bu vakitte' dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; gözünün dilini bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı"
 
Değerli ağabeyimiz Yakup Yurt bey'e söz vermiştik. Brüksel'e yolumuz düşünce kendisin arayacak bir hasbıhalde bulunacaktık. Bir repsiyon vesilesi ile Brüksel'de idik. Saat oldukça geç olmuştu. Yine de 'Alo' dedik.
 
Yakup Yurt 'hemen gel sana bir sürprizim var' deyince birkaç dakikada kapıya dayandık. Uzun yıllar Belçika'da yaşayan bir başka dostumuz, ağabeyimiz Hüseyin Demirel misafiriydi. Kendisi anne ve babasının sağlık kontrollerini yaptırmak üzere Belçika'ya gelmişti.
 
Değerli Güzin ablamızın demlediği Türk çayını yudumlarken daldığımız sohbetle zamanın nasıl akıp geçtiğini fark edemedik.
 
Hüseyin Demirel uzun yıllar Belçika'da yaşadı. O şimdi artık bir İzmirli. Hayatını kendi memleketinde yeniden şekillendiriyor. Ama arkada bir çok hoş hatıralar ve güzel dostlar, dostluklar bırakarak.
 
Hele hele yakın arkadaşı Yakup Yurt ile yaptığı o sansürsüz sohbet, bir çok orta oyununda yapılamayacak kadar hiciv, taşlama, şaka ve sataşma dolu. Kendilerine büyük bir zevkle katıldım.
 
İnsan bu, birbirini özlüyor.
 
Bizlerde özlüyoruz..
 
Ayrıca hayat paylaştıkça daha da güzelleşiyor..
 
Dostlarının, arkadaşlarının  kıymetini bilemeyenlere acıyorum. Dostlar bir günde, bir ayda, bir yılda kazanılmıyor. Ama kaybetmesi öyle kolay ki,
 
Sadece bir kötü söz..
 
Hayat aslında arkada bırakılan hoş bir seda..
 
Dostlarınızın kıymetini bilin, onları incitmeyin, gözden uzak, gönülden ırak olmayın, belkide bir merhaba, toprağa bırakılan bir can suyu kadar elzem ve güçlü..
 
Bugün içimden böyle geldi, böyle yazdım..
 
Limburg Bölgesinden Brüksel'e ve İzmir'e dostça selamlar…