Cumhuriyetimizin 86.yılını kutlamaya hazırlanırken son haftalarda Türkiye'nin dış politikasında büyük bir hareketlilik yaşanmaktadır. Gündemdeki bir konu tartışılırken, bir başka gündem maddesi ön plana geçebilmektedir. Türkiye gibi bir ayağı Ortadoğuda, bir ayağı Balkanlarda ve bir ayağı da Kafkaslarda olan ve bu nedenlede çok önemli bir coğrafyada yer alan ülkenin, sorunlarının da o denli büyük ve karmaşık olacagına hiç kuşku yoktur.

Önemli olan Türkiye'nin bu sorunların üstesinden gelebilecek beceriyi, basireti ve kararlılığı gösterebilmesidir.Türk dış politikası son yıllarda önemli politika değişimlerine uğramıştır.Yıllardır uygulanan içe ve savunmaya dönük politikalardan dışa dönük proaktif politikalara geçilmesi Türkiyenin gündem maddesini de dış politika odaklı hale getirmiştir.Türkiye'nin giderek özellikle bölgesinde çözüm ve iş birliğine odaklı politikalara yönelmesi bölge ve dünya ölçeğinde saygınlığını ve güvenirliğinin artmasına katkı sağlamaktadır.
    
Son günlerde Türkiye'nin Ermenistan ile imzaladığı protokol Azerbaycan tarafında ciddi tedirginlik yaratmıştır. Ancak geçmişten günümüze gerek Türk milleti ve gerekse iş başına gelen hükümetler, Azerbaycan'ın haklı ve milli davasında onların yanında yer almıstır ve bundan sonrada yer almaya devam edecektir. Cünkü Türkiye ve Azerbaycan bir bütünün parçaları olarak ortak dil, tarih, din ve kültür birliğine sahip bir millet iki devlettir. Bu nedenle bu iki ülke arasındaki kardeşlik ve dostluk ilişkileri iş başındaki hükümetleri de aşan bir konudur.
   
Hiç kuşkusuz ülkemizdeki demokratik açılım bağlamında yaşanan son görüntüler üzüntü verici olmuştur. Türkiye'nin birliğini ve bütünlüğünü bozmaya yönelik hiçbir girişimin amacına ulaşması mümkün değildir. Türkiye bölgesinde hem laik hem de müslüman kimliğiyle barış yapıcı ve istikrar sağlayıcı bir rol üstlenmesi nedeniyle bölgesindeki her olayı yakından takip etmesi tarihsel sorumluluğudur. Bu nedenle Filistinin haklı davasında onların yanında yer alması Türkiye gibi lider bir ülkenin gözardı edemeyeceği bir sorumluluktur. Aynı şekilde Dağlik Karabağda sadece Azerbaycan Türklerinin değil tüm Türklerin kanayan bir yarası olarak yüreğini sızlatmaktadır.
   
Cumhuriyetimiz 86.yaşını tamamlarken bugün gelinen noktada Cumhuriyetin çok büyük kazanımları oldu. Ülkemiz ekonomik, sosyal ve siyasal alanda ciddi kazanımlar elde etti. Bu nedenle Cumhuriyet Bayramı Ulu Önder Atatürk'ün ifade ettiği gibi en büyük bayramımızdır. Cunku Cumhuriyetimizin kurulusunda;

100 000 'lerce kefensiz yatan sehitlerin, gazilerin ve tum milletimizin emegi ve alinteri vardir.
   
Bunun icindir ki; Cumhuriyet Bayramı herhangi bir partinin, grubun, ya da belli bir kesimin değil doğulusuyla, batılısıyla, kuzeylisiyle, güneylisiyle, tüm milletimizin bayramıdır. Bu bağlamda; Belçika'da ki Türk büyük Elçiliği de partiler üstü bir konumdadır ve tüm vatandaşlarımızın ve devletimizin büyük elçiliğidir. Bu nedenle; Belçika'da yaşayan Türk vatandaşları olarak gelin hep birlikte coşkuyla, heycanla, Cumhuriyetimizin. 86.yıl dönümünü Brüksel'deki Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçiliğinde beraberce birlik halinde kutlayalım.   

Selam ve saygılarımla 

ABBAS UCAR 

İŞADAMI