Türk ulusu'nun tarihi zaferlerle doludu. Ama 30 Ağustos 1922'de zaferle sonuçlanan Dumlupınar Savaşı, Türk ulusunun yeniden dirilişidir.
19 Mayıs 1919 tarihiyle başlayan Türk Milleti'nin yurduna sahip çıkma ve varlığını sürdürme mücadelesi, 26 Ağustos 1922'de başlatılan taarruzla 9 Eylül 1922'de İzmir'de sonuca ulaşmıştır ve Türk yurdu" olduğunu önünde durulmaz bir iradeyle dünya ya ispatlamıştır.
"Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlâtlarından ibarettir. Bu millet istiklâlsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. (21 Haziran 1922)"
Mustafa Kemal Atatürk gibi askeri ve siyasi dehanın ortaya çıkmasıyla kendini göstermiştir. Tarihinin her döneminde zorda kaldığında bünyesinden liderler çıkarmayı bilmiş'tir, Türk Milleti'nin yüksek inancıyla Zaferler yazan bu Millet Tarihiyle hep övünmüştür, Bu sonuç tüm dünyaya Türk Milleti'nin bağımsızlığı ve özgürlüğünü ilan etme açısından son derece önemlidir.
26 Ağustos sabah, saat 05.30'da Türk topçu birlikleri Afyon'un güneyinden düşman siperlerini ateşle vurmaya başlar. Ardından piyadeler hücuma geçerler. Planlandığı gibi Büyük Taarruz devam eder ve düşman gerilemeye başlar, bozguna uğrayarak ikiye ayrılır.
Düşman askerleri kaçmaya başlar. Mustafa Kemal Paşa; kaçan düşman askerlerini kovalamak için, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" komutunu verir. Yunan Başkomutanı General Tikopıs dâhil çok sayıda esir alınır.
Tarihi yazanlar O Asil insanlar ve kefeni boynunda koşan o ecdat gözünü kırpmadan bu ulusu kurmak için kimlere rest çekmedi? çünkü komutanı ona hedef göstermişti "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" demiştir, ölmeyi emretmişti ölümden korkmayan kimden korkar? yüreğinde taşıdığı o asaletle adlarını tarihe altın harflerle yazdırmıştır, bu kutlu mirası koruma görevinide bizlere vermiştir ve damarlarımızda ki asil kanda mevcut olan bu cesaret ve asalete sahip çıkıp kötüye kullanmadan taşımamız gerekiyor.
Bir avuç coni adeta bize talim yaptırıyor
Ülkemize dıştan ve içten saldırıları yaptıran bu coniler içte ve dışta kullanılan maşalar, uşaklar, beyni bir mum ışığı kadar olmayan aydın geçinenler, satılmış kalemler, ve dış sermaye, bizi hep sırtan vurmuştur vuracaktırda ama biz bunların hiç birine duyarlı davranmadığımız gibi umursamıyoruzda bu kadar duyarsız olacak ne oldu bunu anlamış değilim, sırtımıza semer vuracaklar semer uyan ulusum uyan.
Ülkemizin dört etrafında maskeli düşman dolu ama biz halen biribirimizi vuruyoruz kahbece askerine polisine kısaca kanun uygulayan asayişi sağlayan bu kurumları hedef alan terör belası sırtımızda kambur oldu içimizde kanğrene döndü ve alt kimlik üst kimlik davası güdülüyor ayrıca milletimizin değerleri üstünden siyaset yapılıyor, bu vatanı bize emanet edenler kalksalar ilk önce bizim kafamızı düşürürler.
[ZpicL:16066]Öyle karışık öyle anlaşılmaz bir millet olduki Allah esirgesin bizi renklerimiz belirsiz oldu kim kimdir kim necidir anlayamıyoruz dünün solcusu bu gün sağcı olduğu gibi bu günün sağcısı da başka başka oluyor, din üzerinden ırk üzerinden politikalar bizi çürütür bu vatan bizimdir biz bu vatan korumak kollamak la mükellefiz atadan kalma acıcık yürek varsa, mutlaka ki ayrı ayrı düşüneceğiz mutlaka siyaset yapacağız ama bu bazı değerler üstünden olmamalı, dışarıya karşı dik durup içtede konuşarak biribirimizin fikirlerini de dinlememiz lazım hatayı ortak bulmamız lazım.
Kendimizle Barışalım
Bu zaferleri yazan insanların kurduğu kurumlar yani derneklerde bile çıkarlar kovalandığı gibi koltukta ben oturayım bana beyefendi desinler diye biribirilerini yedikleri gibi biri birilerini toplum gözünde küçük düşürmek için yapmadıkları kalmıyor, Balık baştan kokunca diptende bu işler oluyor insan bazen kendinden utanıyor bu olanlar karşısında, ismin duyduğunda bu derneklerin için titriyor bir heycan duyuyorsun ama aralarında ki basit kavgalar da ireniyorsun, adam askerlik yaparken Ülkenin bir vilayetinde kaza geçirip askerliğe elverişli değildir diye rapor almış ve emekli sandığından emekli olmuş ahkam keserken diğer yandan haspel kadar askerlik görevini yaparken savaş çıkmış savaşta bulunmuş yani Kıbrısta olan bu savaşa gitmişse orada bulunmuşsa mevzi eşip çıkur gazmışsa vesayre görevde bulunmuşsa ahkam kesiyor vatanı tek başına kurtarmış edasıyla hava atarken diğer yandan bir başka dernekte babasının, dedesinin kurduğu dernek üyesi olması vesilesiyle onun İstiklal savaşından kalma madalyasını taşımanın gururu ila yaşarken, sen gazi değilsin ben gaziyim yok efendim benim esas gazi yok ben madalya sahibiyim gibi asit muvzularla kafalarını meşkul edeceklerine bir faliyet pilanı sosyal aktivite proğramı yaparken bu ülkenin gidişatı nedir diye biri birilerine sormayıp didişiyorlar benlik davasına.
Ben yerine biz demenin zamanı geldi de geçiyor ruhlarımızı bu karanlık'tan kurtarıp daha geniş açıdan bakmak gerek ve yanyana durmamız gerek birbirimizin ısısına gücüne ihtiyacımız var bunu unutmayalım
"
Arzumuz dışarıda bağımsızlık, içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim. 1923 (Atatürk'ün S. D. II, S. 71-72) "
Bu özel günü bizlere armağan eden tüm şehitlerimizi, gazilerimizi ve Kuva'i Milliye'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Mücahit Türk ordularının ebedi başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı ve şükranla anıyor, emanetinin bekçisi olmaya devam edeceğimizi yineliyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Mehmet ÖZKARAMAN
