Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye düşmanlarına oy vermeyin” çağrısı, Almanya’daki gurbetçileri harekete geçirdi. Telaşa kapılan Merkel ve ortakları ise peş peşe açıklamalarla 1 milyon 250 bin Türk seçmeni ikna etmeye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Almanya’da yaşayan gurbetçilere yaptığı “Türkiye düşmanı partilere oy vermeyin” çağrısı Berlin’de “Ankara, Türkiye diasporasını harekete geçiriyor” paniğine yol açtı. Koalisyon kurarak iktidara gelebilmek için bir oyun bile çok önemli Alman seçimlerinde sandığa gidecek bir milyon 250 bin Türkiye kökenli seçmenin bütün dengeleri değiştirebilecek olması paniği artırdı. Bu ülkede yaşayan 3 milyon Türkiye kökenliden yaklaşık yarısının seçmen olduğu Almanya’da siyasetçiler birbiri ardına açıklama yaparak, Erdoğan’ın çağrısının etkisini azaltmaya çalıştı. Yıllardır Türk seçmenin çoğunun oyunu alan Sosyal Demokrat Parti (SPD) bu konuda ilk sesin yükseldiği adres oldu. SPD’li Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, “Erdoğan’ın seçim kampanyasına müdahale etmesi Alman halkını birbirine düşürmeye çalıştığını ortaya koyuyor” açıklamasıyla hem konuyu saptırdı, hem de oy kaybetme korkusunu net şekilde gözler önüne serdi.
SCHULZ İTİRAF ETTİ
Son dönemde Türkiye ve Erdoğan karşıtı açıklamalarıyla öne çıkan SPD’nin yeni lideri Martin Schulz ise Twitter’dan alelacele yaptığı skandal paylaşımla Türkiye’ye zarar verelibelcek her oluşum ve kişilere verdikleri desteği adeta itiraf etti. Schulz tweetinde adeta Ankara’nın Berlin’e yönelttiği her suçlamayı teyit etti. SPD lideri “Özgür ve demokratik Türkiye için mücadele edenlerin daha da çok yanında olacağız” paylaşımla küstah tavrını sürdürdü.
MERKEL ENDİŞELİ
Partisinde sadece bir Türkiye kökenli milletvekili bulunan Başbakan Angela Merkel de Erdoğan’ın çağrısıyla paniğe kapılan siyasetçilerden oldu. Merkel, “Türkiye kökenliler de dahil tüm Alman vatandaşlarının özgür seçim hakkı vardır. Hiçbir müdahaleye müsamaha göstermiyoruz” sözleriyle yaşadığı endişeyi dile getirdi. Merkel’in küçük koalisyon ortağı CSU’nun Genel Sekreteri Andreas Scheuer ise Türkiye’yi eleştirdiklerini ancak Türkiye düşmanı olmadıklarını belirterek, gurbetçi Türklere mesaj vermeye çalıştı.
ÖZDEMİR GİDEBİLİR
Üç Türkiye kökenli vekilin yer aldığı Yeşiller Partisi’nde yaşanan endişe ise eş genel başkan Cem Özdemir’in açıklamalarına yansıdı. Seçimlere beş hafta kala yapılan çağrı karşısında şaşkın olduğunu vurgulayan Özdemir, ırkçı AfD’nin Erdoğan’ın “oy vermeyin” diye saydığı parti listesinde yer almadığına dikkat çekerek, konuyu bambaşka bir alana taşımaya çalıştı. Yıllardır Türklerden aldığı oyla milletvekili seçilen Özdemir’in, 24 Eylül’deki seçimde hezimet yaşaması durumunda genel başkanlık koltuğunu da kaybedebileceği gündemde.
BUNDESTAG´DA TÜRK ETKİSİ
Alman basını da Erdoğan’ın çağrının seçimlerde ne kadar etkili olabileceğini mercek altında aldı, seçmenin tercihinin değişebileceğine dikkat çekti. Ülkede yaşayan Türkiye kökenli 3 milyon kişiden 1 milyon 250 bini seçmen. Türklerin daha önce SPD, Yeşiller, Sol Parti ve Hıristiyan Birlik Partisi’ne oy verdiği ancak bu partilerin Türk düşmanlığına başlaması ve Erdoğan’ın çağrısının ardından, Türkiye dostu Yenilik ve Adalet Partisi (BİG) ve Alman Demokrat Birliği’ne yönelebilecekleri belirtildi. Bu durum, iktidar olmak için diğer partilerle koalisyon kurmak ve bir oyun bile önemli olduğu Almanya seçimlerinde dengeleri değiştirebilir. Alman Federal Meclisi’nin (Bundestag) yapısına büyük etkisi olabilir.
GÜÇLÜ OLMA DUYGUSU
Berlin merkezli Pazar ve Medya Araştırma Merkezi Data4U’nun yöneticisi Umut Karakaş, Erdoğan’ın Türkiye kökenli Alman seçmene etkisini değerlendirirken “Türkiye kökenliler Almanya’da kendilerini ikinci sınıf insan hissediyor. Erdoğan, Türkiye kökenlilerin milli gururu ve vatan bağlantısını bildiği için onlara güçlü olma duygusu veriyor” dedi. Data4U’nun verilerine göre, 2013 yılında Türkiye kökenlilerin yüzde 64’ü SPD’ye oy verdi. İkinci sırayı ise yüzde 12 ile Yeşiller ve Sol Parti paylaştı. Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ise sadece yüzde 7 oranında oy alabildi. Almanya Federal Meclisi’nde bulunan 11 Türkiye kökenli milletvekilinden 5’i SPD’de, 3’ü Yeşiller Partisi’nde, 2’si Sol Parti’de, 1’i ise Başbakan Angela Merkel’in partisi CDU’da görev yapıyor.
İLK İSTİFA MERKEL´İN PARTİSİNDEN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki Türk diasporasına yaptığı çağrı, Berlin’de etkili olurken, Türkiyeli seçmen de 24 Eylül’deki seçimde izleyeceği tavrı belirlemeye çalışıyor. Görüş bildiren Türkiyeli seçmenler, boş oy kullanma, topluca Erdoğan’ın adının yazılı olduğu pusulaları sandığa atma veya üzerinde uzlaşılan bir partiye blok oy vermek gibi alternatifleri tartışıyor. Alman siyasetinin gündemi Türkiye ve Erdoğan belirlerken, çağrının ilk etkisi de Başbakan Merkel’in partisi CDU’da yaşandı. Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletine bağlı Hamm şehrinde Uyum Meclisi Üyesi ve CDU Hamm eski yöneticisi Yahya Yıldırım, partisinden istifa etti.
6 BİN OY FARK BİLE BAŞBAKANI BELİRLİYOR.
UETD Merkez Yönetim Kurulu üyesi ve eski SPD yöneticisi Bülent Güven şunları kaydetti: Oysa 16 Nisan’da Türkiye’de yapılan referandum sürecinde Alman medyası ve parti genel başkanları açıktan ‘hayır’ kampanyası yürüttü. Alman siyasetçiler HDP’lilerle birlikte ‘hayır’ için çalıştı. Bild gazetesi başta olmak üzere Alman medyası da ‘hayır’ kampanyası yürüttü. Bild, ‘Atatürk yaşasaydı hayır oyu verirdi’ manşetiyle çıktı. Erdoğan’ın sözleri iç işlerine karışmaksa Alman siyasetçilerin yaptığına ne diyeceğiz? Türkiye kökenliler çok rahatsız durumda. Referandum da Almanya’daki Türklerin üçte ikisi evet oyu verdi. Erdoğan’ın Almanya’da yaşayan Türk kökenli vatandaşlar üzerindeki etkisinden de hiç hoşlanmıyorlar. Türklerin oyları az gibi gözükebilir ancak Almanya siyasetindetki bolklaşmaya baktığımızda hep kritik önemde oldu bu oylar. SPD, Sol Parti ve Yeşiller Bloğuyla Liberaller ve Merkel’in Partisi olan CDU arasındaki oy farkı az olduğundan Türklerin kime oy vereceği belirleyici önemde. 2002’de mesela CDU ile SDP arasındaki oy farkı sadece altı bindi.
DENGELER DEĞİŞEBİLİR
Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) eski Başkanı Süleyman Çelik, Türklerin Almanya’daki seçimlerdeki kritik rolünün 2013 seçimlerinde görüldüğüne dikkati çekti. Türkiye’nin Almanya’da seçmen olan Türkler için orta ve uzun vadeli plan geliştirmesi gerektiğine dikkat çeken Çelik, şunları söyledi: “Eğer Türk seçmenin oyunu alabilseydi yüzde 5 barajını aşamayan (Merkel’in partisi CDU’ya yakın) Hür Demokrat Parti, Alman Meclisi’ne girebilir, çoğunluğu sağlayamadığı için koalisyon yapmak zorunda kalan Hıristiyan Demokrat Merkel de tek başına iktidar olabilirdi. Dünyanın her yerinde muhafazakar göçmenler, bulundukları ülkede sosyal demokratlara oy veriyor. Almanya’daki Türk seçmenin de tercihi böyle olmuştu ve bu iki parti oy alamamıştı. Ancak Cumhurbaşkanımızın açıklamasının ardından seçmenin tercihi etkileyecektir. Muhafazakar Türk seçmen, barajı aşamayan Hür Demokrat Parti’ye yönelecektir. Şu anda Merkel’in partisi yüzde 39’da görünüyor ve tek başına iktidar görünmüyor. Hür Demokrat Parti ise yüzde 8 civarında görünüyor. Hıristiyan Demokratlar, Sosyal Demokratlar’la koalisyon kurmamak için muhafazakar Türklerin oy vereceği ve barajı aşacak Hür Demokratlar ile koalisyon yapacaktır. Hür Demokrat Parti, Türklere sıcak bakan bir partiydi.”