İzzet Dönmez Yazdı..
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz, trafikte tartıştığı genci vurarak öldürmüş.
Ölen gence yazık olmuş.
Kendisini vuran Emniyet Müdürüne de yazık olmuş.
Bir Emniyetçi, durduk yerde vatandaşa silah sıkmaz.
Kolay değildir o işler.
Müdür, yanında hanımı olduğu halde ikamet ettiği lojmana doğru seyir halindeyken.
Her halde trafik olayından tartışmışlar.
Motosikletli genç, elinde tabanca ile Müdürün lojmanının önüne kadar gelmiş ve onu tehdit etmiş.
Silah kuru sıkı imiş.
Müdür nereden bilecek?
Çekmiş, vurmuş.
Başka ne yapacaktı ki?
Bu motosikletli gençler yollarda trafik terörü estiriyorlar.
Hiç tedbir almadan, bir sağdan, bir soldan, araç solluyorlar.
Kural, kaide yok.
Yaklaşık 30 yıl önceydi.
Rahmetli Mehmet Özcan ağabey.
Meşhur kemençeci Deli Şükrü`nün oğlu.
Hollanda da işçi olarak çalışıyor.
Hanımı ve bir yakını ile Adapazarı`nda ki bir akrabalarına veda ziyaretine geliyorlar.
Akşam Akyazı`ya dönerken E-5`te iki kişilik motosikletli gençle karşılaşıyorlar.
Trafikte beni sıkıştırdın diye, motosikletli gençler Mehmet ağabeyin peşine takılmışlar.
Onlardan kurtulmak için Mehmet ağabey, Pekşenlerden Karapürçek yoluna sapıyorlar.
Motosikletli grupta peşlerinde.
Bakıyor olmayacak, tekrar E-5`e dönüyor.
Tam Pekşenler kavşağında, beladan kurtulayım derken, E-5`e tedbir almadan çıkıyorlar.
Ankara istikametinden gelen kamyonun altına giriyorlar.
Kamyon, minibüse şiddetle vurunca, karı-koca asfalta savruluyor.
Minibüs`ün arka koltuğunda bulunan yakın akrabası Nail ağabey anlattı.
Asfaltın üzerinde can verirken, karı- koca el ele tutuşmuşlar.
Birbirlerine veda ederken yaptıkları konuşmalar var, aklıma gelince gözlerim yaşarır.
Mehmet Özcan ağabey çok merhametli bir insandı.
Çok özel bir insandı.
Ruhu şad olsun.
17 Ağustos Depreminde 5 katlı, 50 dairelik Apartman alçakça, kahpece, şerefsizce, üzerimize doğru yıkılırken, hanımla yaptığımız veda konuşmaları aklıma gelir hep.
Bu durumu hatırladıkça Mehmet ağabey ve hanımı da aklıma gelir.
İki evladımızı koparıp ta, elimizden alan deprem, binlerce ton betonun altında bizi sağ kodu.
Anladım ki; bizim daha çekeceğimiz çile bitmemiş.
Yaşayacağımız bela ve musibet tükenmemiş.
Kural bilmez, kanun bilmez, o motosikletli it taifesini yollarda gördükçe, Mehmet ağabey aklıma gelir.
Bazen yollarda cesetlerini görünce, it ölüsü gibi gözükür, gözüme.
Celal Yılmaz müdürümü tanımıyorum.
Kendisine geçmişler olsun diyorum.
Buradan ilan ediyorum.
Kendisine her türlü desteği yapmaya hazırım.
Ülkenin en ünlü avukatlarını tutmaya hazırım.
Buradan iletiyorum.
Tanıyan varsa ulaştırsın.
Aynı olayı ben Yalova da yaşadım.
Bana bir motosikletli sürü saldırdı.
Bereket versin belimde ruhsatlı silahım vardı.
Çekince, çil yavrusu gibi kaçtılar.