Sedat Mutluer
Bugüne kadar denildi ki (Basından);
"İdam cezası geri getirilebilir, halkımız istiyor"...
"Teröristlerle kucaklaştılar, dokunulmazlıkları kaldırılacak"...
"PKK`ya terörist demeyenle asla görüşmem, görüştü diyen şerefsizdir"...
"Ben görüşmedim, Devlet (MİT) görüştü"...
"MİT Müsteşarı benim temsilcim, onu ben gönderdim"...
"80 yıllık (Cumhuriyet tarihi) bir sorun bu, ne yani adamların haklarını vermeyelim mi?"...
Önce; Habur (Televizyondan)...
Çadır mahkemeleri...
"Öyle deme böyle de" diyen, neredeyse gözlerinin içine bakarak rica eden savcılar...
Davullu zurnalı, Apo posterli, PKK bayraklı zafer turları, köy köy, şehir şehir gezmeceler, görmeceler...
Sonra; Oslo görüşmeleri (beş kez postacılık, hal bu ki postacı kapıyı bir kez çalar) (İnternetten)...
"Hani Sayın Öcalan`ı serbest bırakacaktınız? Tersine bizim KCK`lıları bile içeri atıyorsunuz"...
"Kem küm, biraz zaman, kamuoyu filan, kafanı yorma tamam"..
"Biraz kısa yazın lütfen, saatlerce okumasını bekliyoruz, karnımız acıkıyor vallahi. Hadi şimdi beraber yemeğe geçelim"...
Şimdi; aleni görüşmeler (3-5 aydır, Y.Şafak Gazetesinden)...
Kiminle ve ne görüşülüyor; Apo`yla, çözüm...
Oslo`da Devlet, Apo ile örgüt arasında kurye idi, bu sefer Devlet Apo`yla direk görüşüyor...
BDP ne diyor bu işe;
"Olumlu bir gelişme, ancak bu muhataplıkta Sayın Öcalan`ın önünün açılması, şartlarının yeniden düzenlenmesi, Kürt halkı ile yüz yüze olması (serbest kalması) şart"...
Kandil ne diyor peki;
"Olumlu bir gelişme, BDP yetmez, bizim de Apo ile görüşmemiz gerekir.
Ayrıca Önderliğin (Apo`nun) serbest bırakılması şart. Silah bırakmamız bu aşamada mümkün değil"...
MHP ne diyor karşılık olarak; vatan hainliği...
Basının geneli ne diyor, ne yazıyor;
"Olumlu gelişmeler, herkes destek olmalı, analar ağlamasın, barış ve çözüm sağlansın, yeter artık herkes mutlu olsun"...
Peki bugünkü asker ne diyor bu duruma; tık yok, gerçi soran da yok...
Dünkü asker olsaydı ne derdi? Kuvvetle muhtemel karşı çıkardı...
Gelelim konunun özüne...
Taraflar kim; Öcalan, Hükümet...
Konu ne; çözüm ve barış...
Öcalan-PKK ve BDP`nin şartı ne; "öncelikle Öcalan`a özgürlük"...
Bu önşartlarından bir kere olsun vazgeçtiler mi; hayır, hayır kere hayır...
"Öcalan aynı şartlarda kalsa ve çözümü konuşsak"; asla olmaz...
Hükümetin şartı var mı; PKK silah bıraksın...
Bırakır mı sizce; asla, çünkü Karayılan ısrarla ve tekrarla asla diyor...
Ne zaman bırakabileceklerini söylediler; "Apo serbest kaldığında ve Kürdistan kurulduğunda"...
Şimdi gelelim sonuca...
Taraflar arasında ortak bir çözüm önerisi var mı; yok...
Ortak payda; yok...
Ortak payda yoksa, üzerinde anlaşılan ortak bir çözüm önerisi yoksa, üstelik önşart olarak Apo`nun serbest bırakılması dayatılıyorsa bütün bu olan biten, devam eden ve edecek olanların sizce anlamı nedir?
Anlaşılmayan bir şey var mı; hayır, hayır kere hayır, ama öyle bizim anladığımız gibi pek de "HAYIR" değil...