İzzet Dönmez Yazdı..
Bu cümle Fenerbahçeli dostları elbette ki üzecek, biliyorum.
Ancak acı gerçek budur.
Fenerbahçe`nin Shakhtar Donetsk takımı ile oynadığı ön eleme iki maçını da izledim.
Ben, yabancı ülke takımları ile yapılan maçlarda taraf tutmam.
Yani yabancı takımlarla oynayan Türk takımının taraftarı olurum.
Dünde Fenerbahçe taraftarı idim.
2000 yılında Galatasaray`ın UEFA Şampiyonu olduğu maçı İstanbul-Taksimde dev ekranlardan izledim.
Daha önce bu sütunlarda yazdım.
Futbol dünyasında, profesyonel futbolcu bir maldır, ticari emtiadır.
Parayla alınır, parayla satılır.
Profesyonel futbolcunun tuttuğu takım olmaz.
Parayı basan takım için oynar.
Bu sözler profesyonel futbolcuya hakaret filan değildir.
Sistemin doğası budur.
Futbolcu, profesyonel imzayı attığı an, sistem böyle işler.
Profesyonel futbolcu bir menajere ya da menajerlik şirketine bağlanır.
Menajer futbolcuyu pazarlar.
Futbolcunun fiyatını da serbest piyasa belirler.
Yani tamamen arz ve talep kuralı çalışır.
Futbol takımları da bu menajerlik firmaları ile çalışır.
Menajere "Bana bir kaleci lazım, ya da bir orta saha oyuncusu lazım" der.
Menajerde elindeki malları (Futbolcuları) takıma fiyatları ile teklif eder.
Çalıştığı takım için elinde mal(Futbolcu) yok ise, başka menajerlerle ilişkiye girer.
Her ilişki "Para" demektir, ya dolar, ya da Euro konuşur.
Bunları niçin anlattım.
Avrupa pazarında bir çok ünlü futbolcu, yaşlanınca ya da miadı dolunca.
Ya futbolu bırakır, ya da Orta Doğu-Uzak Doğu ülkelerine gider.
Adı ile bir kaç yıl sanki plaj da futbol oynar gibi yapar.
Bolca dolar kazanır, ülkesine döner.
Çok ünlü futbolcular, yaş 30`u geçince yavaş yavaş takımdan kesilmeye başlar.
Futbolcu sinyali almışlardır.
Teknik Direktöre ya da Kulüp yönetimine sorarlar "Gelecek yıl kadroda var mıyım?"
Cevap olumsuzsa, hemen menajerine talimat verir.
"Bana parası bol, vergi olmayan ülke bul".
Avrupa`da Profesyonel futbolcu kazandığı paranın en az % 40-55`ini vergi olarak verir.
Profesyonel futbolcu Türkiye`ye geldiğinde, hem iki katı, üç katı para alır.
Hem de hiç vergi vermezler.
Kanun gereği % 10 stopaj öderler.
Onu da çoğu zaman futbolcu değil, kulüp öder.
Türkiye de ve Arap ülkelerinde maalesef durum böyledir.
Uzak Doğu Asya ülkelerinde de aynı.
Şöhretli futbolcu ülkeye gelir, sahaya çıkar, iki artistik hareket yapar, saha yıkılır.
Sonra bir sakatlık, bir kaç kere kırmızı kart, ver elini memleketi.
Profesyonel sözleşmesi banka teminat mektubuna bağlandığı için, sen parasını kuzu kuzu ödersin.
Hiç bir Avrupa ülkesinde "Teminat mektuplu sözleşme" olmaz.
Futbolcu bunu teklif bile edemez.
Maalesef Türkiye`ye gelen posası çıkmış şöhretlerin durumu budur.
otuz yılda Avrupa`dan iki tane adam gibi profesyonel geldi bu ülkeye, biri Hagi, diğeri Alex`tir.
Geri kalanına da "HASTİR".
Fener`de, Beşiktaş`ta, Galatasaray`da, Tribüne seyirci çekmek için bir sürü posası çıkmış, Pili bitmiş şöhret trans etti.
Yeni sezonda göreceğiz hepsini.