Aşağı türsen sakal, yukarı tükürsen bıyık..
Sakalımla bıyığımın arasındayım…
Nereye tükürsem risk altındayım..
Günler, bende hem gaz sancısı gibi bir sancı yapar nedense…
Kadınlar günü, arada birkaç yaş günü, ardından, anneler günü, babalar günü…
Doktorlar, hemşireler, sekreterler günü…
Senenin 365 günü doluyuz yani…
Okuyup okumadığım, şahsen tanıyıp tanımadığım dört yüz küsür köşe yazarının en az yarısı, çalakalem 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile alakalı kalem oynatmışlar.
Önce ansiklopedik birkaç satır bilgi, ( Vikipedia dayı, Gogle amca sağ olsun) ardından ezilen büzülen, kadın öyküleri, olmadı kadın-erkek eşitsizliği (!), falan da filan…
Benim başım kel mi, ben de yazarım... ( Son birkaç tel daha dökülürse fazla uzun sürmez kel olacağım Allah ömür verirse)
Okuyan okur, okumayana “Esmerim biçim biçim” türküsü…
…
Sazlı sözlü kadınlar günü kutlanacak sazlarda, barlarda, salonlarda vs…
Ne de olsa kadınlar günü, dağıtmak (!) hakları…
Kulaklar, vurmalı çalgıların temposunda…
Kalçalarda, gerdanlarda, topuklarda, kollarda maksimum hareket. Öyle şartlanırlar ki; teneke sesine, su sesine bile haydi eller havaya...
Ağıt ( Ormancı Türküsü mesela), Nefes, Deyiş ( Yetiş ya Muhammet, Yetiş ya Ali) fark etmez; oy-na-na-cak!...
Bu hak kolay alınmadı(!)
Tecavüzcüsü ile evlendirmelere karşı çıkılacak, tecavüzcüler hadım edilsin yasası desteklenecek…
Eşitlik, özgürlükten dem vuranlar, esneye esneye zoraki din-le-ne-cek, anlaşılmıyorsa da dinler gibi ya-pı-la-cak ve konuşmacı(lar) can-ı gönülden al-kış-la-na-cak…
Konuşmalar biter bitmez, on beşinden yetmişine kadınlarımız “ haydi kızlar sahneye” diye davet edilecek; oy-na-na-cak…
Müzik, müzik, müzik… Olmazsa olmazı kutlamaların, olmadı yok müzik gurubu diyelim… En emekçilerden bir kaçı salon kapılarını açıp kapayacak kapıların çıkardığı gıcırtıya oy-na-na-cak…
Bu kadarda değil yani…
Müzik grubuna para vermek istemeyen emekçi kadınlarımız Hazırlıklar günler öncesinden yapılacak, internetten indirilen en kıvrak, en ritmik parçalardan CD’ ler hazırlanacak….
Haydi, bakalım hopa…
“Hadi, hadi, hadi… El-a-lem ne- der-se de-sin,
Lililililillililili yar”
…
Dünlerin türküleri remixlenecek daha oynanır hale getirilecek!...
Entelektüel ablalar, teyzeler, kardeşler çalınan parçaların sözlerine dikkat etmeyecek…
Benim de bu özel, tüzel ve güzel kutlamalara bir kıyağım olsun istedim ve bir türkümüzü onlar için inceledim.
“ Bir taş attım havaya /Düştü Mapushanaya /On beş kızı kandırdım / Bir şişe lavantaya… Esmerim biçim biçim / ölürem esmer için/ alem bana düşmandır / esmer sevdiğim için ”
Al işte bu oynadığınız türkü size kapak olsun diyeceğim, ama iyi kaptırmışlar kendilerini oy-na-ma-ya.. Volüm yüksek olduğundan duymazlar… Esmerler, sarışınlara; dinle aptal sarışın ne diyor türküde dercesine göz ucuyla bakarak türküye eşlik ederler: “Hele loy loy loy kibar yarim esmerim”
Haydi eller havaya hoppaaaa!…
8 Mart Dünya kadınlar günü, mutlaka 8 martta kutlanacak diye bir durum söz konusu değil elbette… 2,3,4, 5,6, 7 Mart tarihlerinde önceden kutlandığı gibi 9,10, 11, 12, 13 mart tarihlerinde de kutlamak mümkündür. Yeterki salon müsait olsun ve iş bilir teyzeler salonu ucuza ya da bedavaya kapatabilsinler. Önemli olan kut-la-na-cak ve daha da önemlisi, oy-na-na-cak, kurtlar dökülecek
Şimdi Günün mana ve önemine uygun iki şiir:
Hangi Kadın
Adın:
kadın!
sancılı çocuk
doğurmadın,
hamur
yoğurmadın
gece gündüz
konken oynadın!
yazları deniz ve güneş
hediyesiz
kocanla ne zaman yattın?
`ben kadınım` dedin,
hep yedin!
ayağı nasırlı,
sırtı bebeli
kaç hem cinsine
el verdin, kol kanat gerdin?
sadece 8 Mart`da
en öndeydin
kendini mi gösterdin?
toprak için
toprağa düşen
kara yağız
aslanların doğuranı...
tepeden tırnağa sevi
ağıtların soylu ozanı
ateş üstünde tandır,
altta yanan odun,
üstte pişen ekmek
benim ülkemde
kadın demek...
doğurursa erkek
kutlanır...
bir tatlı söz,
bir güler yüz’e
ömür boyu umutlanır...
…
Küpelik: Mecnun namaz kılan birinin önünden geçer..
ADAM: Ey Mecnun, beni görmüyor musun da namaz kılarken önümden geçiyorsun?
MECNUN: Be adam, ben Leyla`yı düşünürken seni görmedim, sen Mevla`yı düşünürken beni nasıl gördün?
08 Mart 2012
Yavuz Nufel